1 Kasım 2000 Çarşamba

143 Öğrenci Ölümden Döndü

Hendek'te, beslenme saatinde kek yiyip meyve suyu içen 143 öğrenci zehirlendi. Kaymakam Ergun Güngör, Dikmen köyündeki İlköğretim Okulu'nda taşımalı sistemle eğitim gören 177 öğrenciden 143'ünün dün öğlen saatlerinde beslenme amaçlı dağıtılan kek ve meyve suyundan zehirlendiğini söyledi. Panik halinde hastaneye kaldırılan öğrencilerin midesi yıkandı. Doktorlar, öğrencilerden 6'sının durumunun ciddiyetini koruduğunu söylediler.

Kaymakam Güngör, 'Merkeze 35 kilometre uzaklıktaki Dikmen İlköğretim Okulu'nda 177 çocuğumuz okuyor. Gıda ihalesini kazanan firma, köyün uzaklığı nedeniyle sıcak yemek yerine festfood yemek dağıtıyor. Okul müdürü, durumu iyi olmayan çocukların Devlet Hastanesi'ne getirilmesini sağlamış' dedi. Firma hakkında soruşturma açıldı.

21 Eylül 2000 Perşembe

Bir Cinayet Daha

Adı 'Ölüm Üçgeni'ne çıkan Sapanca-Hendek-Düzce hattında bir kişi daha öldürülmüş olarak bulundu.

Bir çok ceset bulunmuştu
Ünlü babalar Enis Karaduman, Behçet Cantürk, Cantürk'ün şoförü Recep Kuzucu, Buldan kardeşler ve daha bir çok kişinin öldürülerek cesetlerinin bırakıldığı ve adı 'Ölüm Üçgeni'ne çıkan Sapanca-Hendek-Düzce hattında Uzunkum mevkii ormanlık alan içinde bir infaz daha gerçekleşti.

Başından tek kurşun
Jandarma ekipleri, özel otomobilinden indirilerek başına tek kurşun sıkılarak öldürülmüş bir erkek cesedi buldular. Hemen savcılığa haber veren jandarma ekipleri, olay yerine gelen nöbetçi savcının emri ile yapılan incelemede öldürülen kişinin Hendek ilçesi İkbaliye köyü nufüsuna kayıtlı 50 yaşındaki Hasan Kalk olduğunu tespit ettiler.

Araştırma yapılıyor
Hasan Kalk'ın ToyotaSA Fabrikası 2'nci müdürünün şoförü olduğu ve İstanbul'da bulunan Carrefour'dan 4 gün önce alışveriş yaptığı belirlendi. Kalk, kimliği belirsiz kişi veya kişilerce 14'lü silahla yakın mesafeden ateş edildiği belirlendi. Kalk'ın kim tarafından ve neden öldürüldüğü araştırılıyor.

25 Ağustos 2000 Cuma

Işıkara Korkuttu

Hendek'te meydana gelen 5.8 şiddetindeki deprem, bilim adamlarını endişelendirdi. Sıradışı depremin ilk artçısı tam 22 saat sonra meydana geldi.

Her zaman açıklamalarıyla halkı 'sakin olmaya çağıran' Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, Hendek'taki deprem boşluğunun tamamlanmış gözükmediğini belirterek, 'Herkes dikkatli olmalı' dedi.

Prof. Dr. Işıkara, dün düzenlediği basın toplantısında, önceki gün Sakarya'nın Akyazı ve Hendek ilçeleri arasında meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki depremi değerlendirdi. 5.8'lik depremin ardından şu saate kadar hiçbir artçı şokun olmadığını kaydeden Işıkara, 'Bir başka gariplik de, incelemelerimize göre bitiş fazının çok çabuk gözükmesi' dedi. Bu durumun birbirleriyle örtüşen iki sonucu getirdiğini vurgulayan Prof. Dr. Işıkara, şunları kaydetti: '5.8'lik yırtılmada, yırtılma bir engele takılmış gözüküyor. Tabi bu da bizim bir süre daha o yöre için daha dikkatli olmamız sonucunu getiriyor. Yani dünkü deprem o boşluğu doldurma yönünde bütünü kırmaya çalışmış, fakat bir engele takılmasından dolayı tam yırtılmamış izlenimini veriyor.' Bir gazetecinin Bu deprem, bir engele takılmasaydı daha büyük olur muydu?' sorusuna Prof. Dr. Işıkara, 'Biraz daha büyük olabilirdi' cevabını verdi. Işıkara, bu durumun incelenmesi için görevlilerin yörede 9 deprem istasyonu kurma çalışmaları yapıldığını anlattı.

İlk defa karşılaşıyorum
Gazetecilerin '5.8 büyüklüğündeki deprem, daha büyük bir deprem olacağı anlamına mı geliyor?' sorusuna ise Prof. Dr. Işıkara, 'Onu şu anda söylememiz çok güç. Yırtılma tamamlanmış olsa bitiş fazını daha farklı görecektik ve bir şekilde de bunu artçı şoklar takip edecekti. Ama olmadı' diye konuştu. Dün gece (önceki gece) hiç uyumadığını ve sürekli depremin bir artçısının olup olmadığı konusunda rasathaneyle temasta bulunduğunu anlatan Işıkara, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Oraya çok hızlı bir şekilde 9 tane deprem istasyonu koymamızın temel nedeni, orada bir enerji birikimi olup olmadığını izlemektir. 1'den büyük depremleri de izleyeceğiz. Bu istasyonlar, bir engele takılma varsa, o engele takılmayı da ortaya çıkarabilir.' Artçısı olmayan depremle ilk kez karşılaştığını açıklayan Işıkara, 'Doğa gizemlerle dolu' diye konuştu.

Niye Ankara'ya gitti?
Akyazı ve Hendek'teki vatandaşları dikkatli olmaya cağıran Prof. Dr. Işıkara, basın toplantısından sonra Ankara'ya gitti. Işıkara'nın hemen Ankara'ya gitmesi ise diken üstündeki İstanbul'da panik havasını artırdı. Bu arada Ahmet Mete Işıkara'nın bu açıklamalarının ardından akşam saatlerine doğru 5.8 büyüklüğündeki depremin, artçı şokları geldi. Önce saat 15.21'de 2.6, ardından da saat 15.22'de 2.7 büyüklüğünde çok hafif şiddette 2 artçı sarsıntı kaydedildi. Artçı sarsıntılar, depremden 22 saat 40 dakika sonra meydana geldi. Geç gelen artçılar, bazı bilim adamlarınının endişelerini yine de ortadan kaldırmadı.

Ecevit: İstanbul için önlem alındı
Başbakan Bülent Ecevit, olası bir deprem felaketinin beklendiği İstanbul için gerekli önlemlerin alındığını kaydetti. Bülent Ecevit, dün gazetecilerin hükümetin deprem çalışmalarına ilişkin sorduğu sorulara, yazılı olarak cevap verdi. İstanbul ve çevresindeki herhangi bir depreme karşı valilik kapsamında tedbirlerin alındığını anlatan Başbakan, şunları bildirdi: İçişleri, emniyet, sivil savunma ve sağlık kurumları bu çerçevede kendilerine düşen görevi yapmaktadır. Valilik emrinde İl Afet Yönetim Merkezi ile 32 ilçede Afet Yönetim Merkezi'ne paralel çalışan ilçe afet yönetim merkezleri kuruldu. Tüm kamu kuruluşlarında, afet yönetim merkezi ile koordinasyonu sağlamak amacıyla irtibat büroları oluşturuldu. Etkin bir haberleşmeyi sağlayabilmek için, telsiz çevrim sistemine sahip kuruluşlarla iletişimi sağlayacak telsiz altyapısı kuruldu. Coğrafi Bilgi Sistemi'ne geçildi. İlde olası bir afette çadır kurulabilecek alanların envanteri çıkarıldı.'

'Elmalı'ya dikkat'
İstanbul Üniversitesi'nden Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, Hendek'ten sonra Bolu-Elmalı'da kırılmaya hazır bir fay daha olduğunu açıkladı. Gündoğdu, Elmalı'daki olası depremin şiddetini ise 6 olarak tahmin etti. Düzce depreminin ardından Bolu Dağı'nın civarındaki Elmalı'ya kadar uzanan ama 'gözlemlenemeyen' bir fay bulunduğunu anlatan Gündoğdu, 1944'ten beri bu bölgede de enerji biriktiğine dikkat çekti.

Enerji birikiyor
Hendek'teki depremden önce 'bölgenin hassasiyetini' kamuoyuna açıkladıklarını anlatan Gündoğdu, şunları söyledi:

'Bolu'da kırılmayan bir fay olduğu söyleniyordu. Bununu üzerinde de Hendek fayı net olarak gözüküyordu. Araştırmalarda Hendek Fayı Bolu'daki zonun üzerinde mavi bir parça şeklinde gözüküyordu. 1944'ten beri burada bir deprem olmadı. Bildiğimiz, takip edebildiğimiz faylar üzerinde sürekli enerji açığa çıkıyor. Düzce depreminin ardından oluşan kırık, Elmalı'ya doğru enerji biriktiriyor olabilir. Bolu civarından geçen Elmalı fayı ile bu kırığın kolu birleşirse açık kapanır ve 1944 kırığıyla birleşebilir. Bu da bölgede 6 büyüklüğünde bir deprem üretebilir. Kuzey Anadolu Fayı Doğu'ya doğru ilerliyor diyorlar ama orası artık kapalı. Bu kırılan fayın tespitini yaptık ama ilgilenen olmadı. Şimdi Elmalı'da enerji birikiyor. Dikkatli olmakta fayda var.'

Doğu da hareketli
Bu arada Erzurum'un Tekman ilçesindeki 4.3'lik sarsıntı da Doğu Anadolu Fayı'nı hareketlendirdi. Bilim adamları, bu bölgenin de her an olası bir depremle sarsılabileceğini belirterek, 'Herkesin dikkati Marmara Bölgesi'ne çevrildi. Ancak olası bir deprem, Marmara'da değil, Doğu Anadolu Bölgesi'nde de olabilir. Bu yüzden mutlaka gerekli tedbirlerin alınması gerekir. Ayrıca halkın bu konuda bilinçlendirilmesi şart' diye konuştu.

Marmara'da mutlaka olacak
Bilim adamları, 17 Ağustos'taki felaketten sonra tüm dikkatlerin çevrildiği Marmara Bölgesi'nde Adalar açıklarından geçen fayın mutlaka kırılacağını ve bunun 6-7.5 şiddetinde deprem yaratacağını belirtiyorlar.

İTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Aykut Barka da, önümüzdeki 30 yıl içinde Marmara Denizi'nde deprem olasılığının yüzde 62 olduğunu açıkladı.

Olasılık yüzde 62
Marmara Denizi içinde meydana gelen ve İstanbul'u etkileyen depremlere bakıldığında, son 500 yıl içinde 12 deprem olduğunun görüleceğini ifade eden Barka, şöyle dedi: 'Önümüzdeki 30 yıl içinde bu bölgede deprem olma olasılığı yüzde 62. Marmara içinde bütün bu depremlerden dolayı gerilim artmış durumda. Burada risk var dediğimiz zaman bütün tarihsel verileri göz önüne alarak söylüyoruz. ' İTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Berkan Ecevitoğlu ise, 'İmralı ve Marmara Adası kuzeyinden fay gidebilir ya da İmralı'nın önünden Bandırma'ya ulaşabilir. Fakat buradaki fay muhtemelen harekete geçecek' dedi.

Denizli, beşik gibi sallanıyor
Marmara'daki deprem tartışmaları sürerken Denizli'de sık sık küçük sarsıntıların meydana gelmesi, bilim adamları arasında tartışma yarattı. İstanbul Teknik Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan, Denizli'de her 15-20 yılda bir büyük deprem olduğuna dikkat çekti. Bir süredir Denizli civarında sık sık küçük küçük depremlerin meydana geldiğini hatırlatan Ercan, bunların gelecek daha büyük bir depremin öncüleri olabileceğini söyledi. Ahmet Ercan, şöyle dedi: 'Deprem çok yaklaşınca deprem fırtınası dediğimiz, aynı gün içinde sık sık depremler olur. Fakat son yüzyıl içinde 5.8'den daha büyük deprem olmamış. Deprem olmaması süpriz olur. Olması gayet olağandır.'

Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara ise Denizli'deki deprem hareketliliğinin bir sonuç getireceğini söylemenin mümkün olmadığını kaydetti. Işıkara, ancak orada bir deprem etkinliği bulunduğunu da sözlerine ekledi. Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Turgut Öztaş da, Denizli'de meydana gelen depremlere 'öncü' demenin mümkün olmadığını söyledi. Öztaş, son zamanlarda Atina olmak üzere Ege Bölgesi'nin 'biraz' hareketli olduğuna dikkat çekti.